Lee, 2004’ten bu yana sürdürdüğü başbakanlığı, kendi partisinden Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Lawrence Wong’a devredecek.
Singapur’un kurucu lideri ve ilk Başbakanı Lee Kuan Yew’un oğlu olan Lee, gelişmiş ve istikrarlı ekonomisiyle Güneydoğu Asya’nın en önemli ticari ve mali merkezlerinden olan ülkenin başarı hikayesini yeni yüzyıla taşıyan lider oldu.
Lee’nin hükümetin başına geçtiği 2004’te Singapur’un gayrisafi yurt içi hasılası 194 milyar Singapur doları (yaklaşık 142 milyar dolar) iken 2023 yılı sonunda 600 milyar Singapur dolarını (yaklaşık 439 milyar doları) aştı.
2023 tahminlerine göre, yaklaşık 5,9 milyon nüfuslu ada ülkesinde kişi başına aylık gelir 2004’te 2 bin 300 Singapur doları (yaklaşık 1704 dolar) iken bugün 5 bin 100 Singapur dolara (yaklaşık 3 bin 780 dolar) ulaştı.
Lee’nin görev döneminde ekonomik eşitsizlikler de göreli olarak düzeldi. Bir ülkedeki gelir adaletsizliğini ölçen Gini katsayısı son 20 yılda 0,42’den 0,37’ye geriledi.
Bu dönemde Singapur ekonomisi niteliksel olarak da dönüştü. Ada ülkesi, bir ticaret ve imalat limanından bir yatırım ve inovasyon merkezine haline geldi.
Ülkenin üçüncü başbakanı
Lee Hsien Loong, Singapur’un kurucu lideri olan babası Lee Kuan Yew ve onun yardımcısı Goh Chock Tong’un ardından ülkenin üçüncü başbakanı oldu.
19. yüzyıldaki İngiliz sömürge yönetimi ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki Japon işgalinin ardından 1959’da İngiliz Uluslar Topluluğu içinde öz yönetim hakkı kazanan Singapur’da yapılan ilk seçimi kazanan Halkın Eylemi Partisinin (PAP) Genel Sekreteri Lee Kuan Yew, ülkenin ilk başbakanı olarak görev yaptı.
Singapur, 1963’te kurulan bağımsız Malezya Federasyonu’na katılarak İngiliz idaresinden ayrıldı. Ancak siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle 1965’te Malezya Federasyonu’ndan çıkarıldı ve bağımsızlığını ilan etti.
Singapur, bağımsızlığını kazandığı 1960’lı yıllardan itibaren hızlı kalkınmasıyla Güney Kore, Hong Kong ve Tayvan ile “Asya kaplanları” olarak adlandırılan, yükselen Asya ekonomileri arasında yer aldı.
Lee Kuan Yew
Muhafazakar Asya değerlerinin ve reel politik pragmatizmin savunucusu olan baba Lee, sert mizaçlı bir hukukçuydu. Lee Kuan Yew, iktidarında işçi hareketlerini, grev hakkını, gösteri ve basın özgürlüklerini kısıtlayan kanunlarla yarı-otoriter bir rejimi sürdürdü.
Singapur’daki siyasal rejim yasal olarak çok partili parlamenter bir sistem olmakla birlikte 1980’lere kadar muhalefet partilerinin mecliste temsil edilmediği ülkede PAP ülkeyi büyük ölçüde tek parti olarak yönetti.
1980’lerden itibaren ekonomik liberalizasyonun yanında siyasal özgürlüklere de alan açılması sınırlı temsile sahip olsa da istikrarlı bir muhalefetin ortaya çıkmasının yolunu açtı.
Goh Chock Tong
Lee Kuan Yew, İngiliz ve Malezya idarelerini ve bağımsızlık döneminin kapsayan 45 yıl başbakanlık yaptıktan sonra 1990 yılında görevi yardımcısı Goh Chock Tong’a devretti.
Lee’ye göre daha ılımlı bir kişiliğe sahip olan Goh, kendi iktidarında sosyal programlara ve eğitime yönelik bütçe programlarını başlattı.
Oğul Lee, bu dönemde Goh hükümetlerinde Sanayi ve Ticaret Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra 2004’ye ülkenin üçüncü nesil lideri olarak görevi devraldı.
Singapur’u Asya Krizi’nden ve COVID-19 salgınından çıkardı
Göreve kapsamlı bir reform programıyla başlayan Lee, 2000’li yıllarda hızlı bir ekonomik dönüşümü başlattı.
2008-2009 yıllarında dünyayı sarsan Küresel Mali Kriz, Batı dünyasında derin ticari ve mali bağları bulunan Singapur’u sarsarken ülke 2008’in son çeyreğinden itibaren resesyona girdi.
Lee başkanlığındaki hükümet, mali canlandırma ve reel sektöre yönelik yardım paketleriyle duruma hakim olmaya ve işsizliği kontrol altında tutmaya çalışırken ekonomiyi bir yıl içinde yeniden normale döndürmeyi başardı.
Lee hükümeti, 2020’de COVID-19 salgını ortaya çıkığında da gerek salgın yönetimi gerekse de ekonomik destekle başarılı bir sınav verdi.
Dış politikada pragmatik yaklaşım ve ASEAN’ın merkeziliği
Dış politikada çok taraflı pragmatik bir yaklaşımı benimseyen Lee, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) çerçevesindeki işbirliğinin, bölgesel mimarinin merkezi hale gelmesine katkı sağladı.
Singapur’un ABD, İngiltere ve Avrupa ülkeleriyle ekonomik, ticari, mali ve askeri bağlarını sürdüren Lee, Çin ile de yakın ilişkiler kurdu.
Singapur, Çin ile 2009’da Serbest Ticaret Anlaşması imzalarken Singapur şirketleri çok sayıda sektörde Çin pazarına daha geniş erişim sağladı. Ülke, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin en büyük destekçisi ve yatırımcılarından biri haline geldi.
Lee’nin pragmatik tarafsızlık yaklaşımı, Asya-Pasifik bölgesinde ASEAN’ın ekonomik bütünleşme ve siyasi birlik olarak “merkeziliği” fikrinin tüm bölgesel ve bölge dışı güçler tarafından benimsenmesinde önemli rol oynadı.
Singapur lideri, bölge ülkelerinin ABD ile Çin rekabetinde taraf olmak zorunda olmadığını, onu veya bunu seçmek yerine kendi çıkarları doğrultusunda bağımsız seçimler yapması, büyük güçler arasındaki uzlaşma kadar çatışma ve anlaşmazlıkların yaratacağı fırsatlardan da yararlanması gerektiğini savundu.
“Mentör-bakan” olarak kabinede yer almayı sürdürecek
72 yaşında görevi devredecek olan Lee, ülkenin en yaşlı başkanı olarak koltuğunu bırakıyor.
Lee’nin yerine göreve gelecek olan 51 yaşındaki Wong, Nisan 2022’de PAP’ın dördüncü nesil liderlik grubunun başkanlığına seçilerek geleceğin başbakanı olarak konumlandırılmıştı.
Lee, daha önceki Singapur hükümetlerindeki teamüle uygun olarak “mentör-bakan” sıfatıyla kabinede yer almaya devam edecek.